- Maison
- Aktif Maddeler
Sıkça Sorulan Sorular
Sorularınızı aşağıdaki form veya chat üzerinden gönderebilirsiniz.

Aktif Maddeler
Cilt ve saç bakımında kullanılan aktif maddeler, etkileri ve doğru kullanım şekilleriyle ilgili sıkça sorulan soruları burada yanıtladık.
İletişim
Bizimle doğrudan telefon, WhatsApp, Instagram veya sitede yer alan sohbet uygulaması üzerinden de iletişime geçebilirsiniz. Yada size ulaşmamız için aşağıdaki link üzerinden form doldurabilirsiniz.
Bariyer ve nem destekleri : Seramid, Hyaluronik Asit, Skualen
SeramidlerCilt bariyerini güçlendirir, transepidermal su kaybını azaltır, hassasiyet ve kızarıklığı yatıştırmaya yardımcı olur; 2025’te bariyer odaklı kremler ve serumların temel yapı taşı durumundadır.Hyaluronik asit (HA)Kendi ağırlığının katlarca fazlası su tutarak cildi dolgun, nemli ve daha pürüzsüz gösterir; yeni nesil formüllerde farklı molekül ağırlıkları kombinasyonu ile çok katmanlı nem sağlanır.Skualen/squalaneBitkisel kaynaklı yağ benzeri bir nemlendirici olup, cildi yağlandırmadan yumuşatır, bariyer fonksiyonunu destekler ve özellikle hassas ve kuru ciltlerde rahatlatıcı etki sunar.
Anti-aging: Retinal, Retinol, Peptitler, PDRN
Retinal (retinaldehit)Retinolün daha yeni nesil ve daha hızlı etki gösteren formu olarak; ince çizgi ve kırışıklıkları azaltmaya, cilt dokusunu yenilemeye ve leke görünümünde azalmaya yardımcı olur, 2025’in en çok konuşulan aktifi haline gelmiştir.Retinol ve türevleri (A vitamini)Uzun süredir anti-aging altın standart kabul edilen retinoidler; kolajen sentezini destekleyerek sıkılık kaybı, ince çizgiler ve pürüzlü doku üzerinde etkilidir.PeptitlerKollajen üretimini teşvik eden, elastikiyeti artıran ve sıkılık hissini güçlendiren kısa aminoasit zincirleridir; 2025’te “yılın aktifi” konumunda olup, özellikle serum ve göz çevresi ürünlerinde öne çıkar.PDRN ve büyüme faktörleriCilt yenilenmesini ve onarım süreçlerini hücresel seviyede hızlandıran biyoteknolojik içerikler
Aydınlatma ve leke: Glutatyon, C Vitamini, Niacinamide
GlutatyonGüçlü antioksidan yapısıyla serbest radikallere karşı koruma sağlarken, melanin sentezine etki ederek cilt tonunu aydınlatma ve eşitleme yönüyle trend bir içerik haline gelmiştir.C vitamini (askorbik asit ve türevleri)Leke görünümünü azaltmaya, cilt tonunu eşitlemeye ve kolajen üretimini desteklemeye yardımcı olur; 2025 içerik listelerinde hâlâ en çok tercih edilen antioksidanlar arasındadır.Niacinamide (B3 vitamini)Gözenek görünümünü azaltma, sebum dengesini düzenleme, kızarıklığı yatıştırma ve leke görünümünü hafifletme gibi çoklu etkileri sayesinde “her cilt tipine uygun çok yönlü aktif” statüsünü korur.
Mikrobiyom, yatıştırıcılar ve fermente içerikler
Mikrobiyom dostu postbiyotiklerCilt yüzeyindeki faydalı mikroorganizmaların dengesini destekleyerek bariyeri güçlendirmeye, kızarıklık ve hassasiyeti azaltmaya katkı sağlar; 2025 trend raporlarında sıkça vurgulanır.Centella asiatica, yeşil çay, bitkisel ekstraktlarCentella asiatica (Gotu kola) ve yeşil çay gibi bitki özleri; anti-inflamatuvar ve antioksidan etkileriyle hassas, akneye eğilimli veya kızarık ciltleri yatıştırmak için tercih edilir.Fermente içerikler (fermente pirinç, yeşil çay vb.)Fermente teknolojisiyle hazırlanan özler; daha iyi emilim, artmış antioksidan kapasite ve onarım desteği sunarak Kore esans ve serumlarında 2025’in parlayan grubu haline gelmiştir.
Retinal ile retinol arasındaki farklar nelerdir
Retinol nedir?Retinol, A vitamininin alkol formudur; ciltte aktif forma dönüşmesi için önce retinal’e, ardından retinoik aside dönüşerek iki aşamalı bir süreçten geçer.Bu iki basamaklı dönüşüm sebebiyle etkisi daha yavaş ortaya çıkar ancak genellikle cilt tarafından daha nazik tolere edilir.Retinal (retinaldehit) nedir?Retinal, A vitamininin aldehit formudur ve retinoik asitten yalnızca bir adım uzakta olduğu için tek aşamada aktive olur.Bu nedenle retinolden çok daha hızlı çalıştığı, bazı kaynaklarda yaklaşık 10–11 kat daha hızlı etki ettiği belirtilir. Kullanım alanları ve hedeflerAnti-aging etkileriHer iki form da kolajen sentezini destekleyerek ince çizgiler, kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı üzerinde etkilidir; retinal bu noktada daha hızlı ve belirgin sonuç verebilen yeni nesil seçenek olarak öne çıkar.Akne ve leke görünümüRetinal, gözenekleri açma, sebumu düzenleme ve inflamasyonu azaltma gücü sayesinde akne tedavisinde ve post-akne lekelerinin görünümünü azaltmada retinolden daha etkili bir alternatif olarak anılır.Retinol ise özellikle hafif–orta şiddette akne ve genel doku pürüzlülüğünde daha yavaş ama istikrarlı bir destek sunar.
PDRN nedir ve cilde nasıl fayda sağlar
Tanım ve kökenPDRN, 50–2000 baz çifti uzunluğunda DNA parçalarından oluşan, genellikle somon balığı DNA’sından saflaştırılan bir polinükleotid kompleksidir.Başta tıbbi alanda (yara iyileşmesi, yanık, ülser tedavisi vb.) kullanılan bu molekül, son yıllarda kozmetik ve dermokozmetik formüllere entegre edilerek “somon DNA’sı” adıyla popülerlik kazanmıştır. Cilde temel faydalarıHücre yenilenmesi ve onarımPDRN, fibroblast hücrelerini aktive ederek kolajen ve elastin üretimini artırır; böylece cilt sıkılığında artış, ince çizgi ve kırışıklıklarda azalma ve daha pürüzsüz bir doku sağlar.DNA onarım mekanizmalarını destekleyerek hasarlı hücrelerin yenilenmesini hızlandırır; bu nedenle yara izleri, akne izleri ve işlem sonrası iyileşme süreçlerinde özellikle öne çıkar.Nemlendirme ve bariyer güçlendirme PDRN, hücresel düzeyde nem tutma kapasitesini artırır ve hyaluronik asit üretimini destekleyerek cildin daha dolgun, nemli ve canlı görünmesine katkı sağlar.Cilt bariyer fonksiyonunu güçlendirerek kuruluk, gerginlik ve hassasiyet şikâyetlerini azaltır; uzun süreli, “içten gelen” bir nem etkisiyle ön plana çıkar. Anti-inflamatuar ve yatıştırıcı etki: PDRN, pro-enflamatuar sitokinlerin (örneğin IL-1, TNF-α gibi) üretimini baskılayarak inflamasyonu azaltır; bu da kızarıklık, tahriş ve hassasiyetin yatışmasına yardımcı olur.Bu anti-enflamatuar yapı sayesinde hassas ciltler, rozasea eğilimli ciltler veya işlemler (peeling, lazer vb.) sonrası bakımda kullanılmaya uygundur. Leke ve ton eşitsizliğiMelanosit aktivitesini düzenleyerek melanin üretimini dengelemeye yardımcı olur; güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri ve melazma gibi hiperpigmentasyon sorunlarında ton eşitleyici etki sunabilir.Düzenli kullanımda cildin daha homojen, aydınlık ve ışıltılı görünmesine katkı sağladığı belirtilmektedir. Antioksidan korumaSerbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresi azaltarak, UV ve çevresel faktörlerin tetiklediği erken yaşlanma belirtilerine (ince çizgiler, elastikiyet kaybı, matlık) karşı koruyucu rol oynar. Kimler için, hangi sorunlarda öne çıkıyor? Hedeflenen cilt problemleriYaşlanma belirtileri (ince çizgi, kırışıklık, sarkma), kuruluk ve bariyer zayıflığı, mat ve cansız görünüm, akne/skar izleri ve güneş hasarı PDRN’nin en sık hedeflendiği başlıklardır.Tıbbi ve dermokozmetik uygulamalarda PDRN; diyabetik ülser, yanık ve yara iyileşmesi gibi durumlarda da doku yenilenmesini hızlandırmak için kullanılmıştır. Cilt tipi ve toleransPDRN, yüksek biyouyumluluğu sayesinde çoğu cilt tipinde (kuru, normal, karma, olgun ve hassas) iyi tolere edilen bir bileşen olarak tanımlanır.Özellikle hem yaşlanma hem bariyer onarımı hedeflenen, aynı anda hem onarım hem nem isteyen hassas/olgun ciltlerde “çok amaçlı rejeneratif aktif” olarak konumlandırılır.
PDRN ile mezoterapi arasındaki farklar nelerdir
PDRN:“Ne uygulanıyor?” sorusunun cevabıdır; somon DNA kökenli, rejeneratif bir aktif madde.Mezoterapi:“Nasıl uygulanıyor?” sorusunun cevabıdır; PDRN dahil birçok aktifin mikroenjeksiyonla cilde verildiği yöntem. PDRN bir aktif maddedir; mezoterapi ise bu ve benzeri maddelerin cilt altına mikroenjeksiyonla verildiği tedavi yöntemidir. Yani PDRN “ne uygulanıyor?”, mezoterapi ise “nasıl uygulanıyor?” sorusunun cevabıdır.Tanım farkıPDRN nedir?PDRN (polydeoksiribonükleotid), somon DNA’sından elde edilen, hücre yenilenmesini ve doku onarımını tetikleyen biyolojik bir aktif bileşendir.Krem, serum, enjeksiyon (mezoterapi/skin booster) gibi farklı formlarla cilde verilebilir.Mezoterapi nedir?Mezoterapi, vitamin, mineral, hyaluronik asit, PDRN gibi aktiflerin çok ince iğnelerle cildin orta tabakasına (mezoderm) mikroenjeksiyonla verildiği tedavi yöntemidir.Amaç, aktifleri direkt hedef dokuya ulaştırarak yenilenme, nem ve sıkılaşmayı hızlandırmaktır.
PDRN ile mezoterapi uygulama şekli ve derinlik
PDRN nasıl verilir?PDRN; topikal (krem/serum), mikroiğneleme ile üst tabakaya, ya da mezoterapi/skin booster enjeksiyonu ile doğrudan dermise verilebilir.Topikal formlar yüzeyde destek sağlarken, enjeksiyon yoluyla uygulanan PDRN daha derin tabakalarda yoğun yenilenme ve nem etkisi oluşturur.Mezoterapi nasıl çalışır?Mezoterapide, aktif içeren “kokteyl” (örneğin PDRN + hyaluronik asit + aminoasitler) 1–2 mm derinliğe çoklu mikroenjeksiyonlarla verilir.Bu işlem epidermal bariyeri bypass ederek bileşenlerin dermise direkt ulaşmasını sağlar.
PDRN ile mezoterapi etki profili: derinlik, hız ve yoğunluk
DRN’nin etkisiPDRN, DNA reseptörleri üzerinden fibroblastları aktive ederek kolajen/elastin üretimini artırır; doku onarımı, nem, elastikiyet ve leke/iz görünümünde iyileşme sağlar.Bu biyolojik etki, kullanılan forma göre (krem vs enjeksiyon) yüzeysel destekten yoğun doku remodelling’ine kadar değişebilir.Mezoterapinin etkisiMezoterapi, tek bir aktife değil; kullanılan kokteyle bağlı bir etki sunar: nem artışı, ince kırışıklıkların yumuşaması, ton ve doku kalitesinde düzelme, bazen saçlı deride canlanma gibi sonuçlar hedeflenir.PDRN içeren mezoterapi protokollerinde sonuçlar genelde 4–6 seanslık kür boyunca kademeli olarak belirginleşir.
Yüz gençleştirme: Botoks, dolgu, “baby botox” nedir?
Botoks ve “baby botox”Mimik çizgilerini yumuşatmak, kırışıklıkları önlemek ve daha dinlenmiş bir ifade için botulinum toksin enjeksiyonları hâlâ listenin başında; özellikle daha hafif dozlarla yapılan “baby botox” doğal mimiklerin korunmasını hedefliyor.Y kuşağı ve daha genç grupta, yaşlanma başlamadan “koruyucu” amaçlı kullanım trendi güçlenmiş durumda.Hyaluronik asit dolguları ve biostimülan dolgularDudak, elmacık, nazolabial çizgi ve çene hattı şekillendirmesinde hacim verici dolgular; Sculptra, Radiesse gibi kolajen uyarıcı biostimülan dolgular ise daha uzun süreli sıkılaşma ve “lifting” etkisi için öne çıkıyor.
NAD⁺ nedir, ciltte ne yapar?
NAD (daha doğrusu NAD⁺), hücre enerjisi, DNA onarımı ve yaşlanma süreçlerinde kritik rol oynayan bir koenzimdir; ciltte kolajen üretimini, bariyer gücünü ve onarım kapasitesini desteklediği için yeni nesil anti-aging aktifi olarak öne çıkıyor.NAD⁺ nedir, ciltte ne yapar?TanımNAD⁺ (nikotinamid adenin dinükleotid), tüm canlı hücrelerde bulunan ve enerji metabolizması, DNA onarımı, hücresel stres yanıtı gibi temel süreçlerde görev alan bir koenzimdir.Yaşla birlikte NAD⁺ seviyelerinin azalması; ciltte onarım kapasitesinin düşmesi, elastikiyet kaybı ve yaşlanma belirtilerinin artmasıyla ilişkilendirilmektedir. Cilde başlıca faydalarıDNA onarımı ve fotoagingNAD⁺, DNA tamir enzimleri (özellikle PARP’ler) için zorunlu kofaktördür; UV ve çevresel faktörlerin yol açtığı DNA hasarının onarılmasına yardımcı olarak fotoaging, leke ve hatta bazı cilt kanseri risklerinde koruyucu rol oynayabilir.Hücresel enerji ve yenilenmeMitokondriler ATP üretimi için NAD⁺’a ihtiyaç duyar; yeterli NAD⁺ düzeyi, keratinosit ve fibroblastların enerji üretimini ve yenilenme hızını artırarak daha canlı, dolgun ve “dinlenmiş” görünen bir ciltle ilişkilendirilir.Kolajen, elastikiyet ve kırışıklıklarÇalışmalar, NAD⁺ düzeylerinin artırılmasının kolajen/elastin sentezini destekleyerek elastikiyet kaybı, ince çizgiler ve kırışıklık görünümünde azalma sağlayabildiğini; cilt tonunun daha sıkı ve gergin görünmesine katkı verdiğini gösteriyor.Bariyer fonksiyonu ve nemNAD⁺, protein ve lipid sentezini destekleyerek epidermal bariyeri güçlendirir; bu da nem kaybını azaltır, kuruluk ve hassasiyeti hafifletir, daha pürüzsüz bir doku ve güçlü bariyerle sonuçlanır.Antioksidan ve antiinflamatuvar etkiNAD⁺, antioksidan sistemleri ve sirtuinler gibi uzun ömürle ilişkilendirilen proteinleri destekleyerek oksidatif stresi ve inflamasyonu azaltır; bu da kızarıklık, matlık ve erken yaşlanma belirtilerinin hafiflemesine yardımcı olur.Topikal NAD⁺ ve öncüleri (niasinamid, NMN, NR)Doğrudan NAD⁺ vs öncülerNAD⁺ molekülünün cilde stabil ve etkin biçimde ulaştırılması zorlu olduğu için, birçok formül doğrudan NAD⁺ yerine NMN, NR veya niasinamid gibi öncül moleküller kullanır; cilt bu öncüleri NAD⁺’a dönüştürür.Niasinamid; bariyer güçlendirme, leke ve kızarıklık azaltma gibi bilinen faydalarının yanında, cildin kendi NAD⁺ seviyelerini artıran iyi çalışılmış bir NAD⁺ prekürsörü olarak öne çıkar.Topikal NAD⁺ bakım ürünleriYeni nesil NAD⁺/NAD⁺-booster ürünler; ince çizgiler, elastikiyet kaybı, bariyer zayıflığı ve donuk ten rengi gibi yaşlanma belirtilerine karşı “hücresel seviye anti-aging” iddiası ile pazarlanmakta.Mevcut klinik veriler umut verici olsa da, topikal NAD⁺ türevleriyle ilgili araştırmalar hâlâ erken fazda; etkilerin çoğu mekanistik ve küçük ölçekli çalışmalara dayanıyor.
NAD topikal mi yoksa oral formda mı daha etkili ?
Kısacası: Bugünkü kanıt düzeyine göre “oral > topikal” demek NAD⁺ seviyesi için daha doğru; cilt görünümü içinse ikisi birbirini tamamlayan, tek başına mucize olmayan ama iyi kurgulandığında güçlü bir “longevity” hikâyesi sunan iki farklı araç gibi düşünmek daha gerçekçi. NAD⁺ için “tek bir form diğerinden kesin olarak daha etkilidir” denecek bir kanıt yok; sistemik (oral/IV) kullanım ile topikal kullanım farklı seviyelerde çalışıyor ve bugünkü veriler, cilt için en rasyonel yaklaşımın bir kombinasyon olduğunu gösteriyor.1. Topikal NAD⁺ / NAD⁺ öncüleriAvantajlarıTopikal formlar (özellikle niasinamid, NR, NMN içeren ürünler) doğrudan hedef bölgeye uygulanarak bariyer, nem ve ince çizgi gibi lokal sorunlarda iyileşme sağlayabiliyor; niasinamid için elastikiyet artışı, leke ve kızarıklık azalması gösteren klinik çalışmalar mevcut.Bölgesel etki istenen anti-aging bakımda, retinoid ve C vitamini gibi altın standartlarla birlikte, “lokal NAD⁺ desteği” olarak konumlandırılabiliyor.KısıtlarSaf NAD⁺ büyük ve yüklü bir molekül olduğu için stratum corneum’dan geçişi zayıf; stabilite (ısı, ışık, pH) sorunları da eklenince, doğrudan NAD⁺ içeren topikallerin gerçek etkisi hâlâ sınırlı veriye dayanıyor.Bu nedenle birçok uzman, şimdilik niasinamid / NR / NMN gibi öncülleri içeren ürünlerin daha mantıklı olduğuna dikkat çekiyor.2. Oral NAD⁺ öncüleri (NR, NMN vb.)AvantajlarıOral NAD⁺ öncüleri (özellikle NR ve NMN), insan çalışmalarında kan NAD⁺ düzeylerini anlamlı biçimde artırdığı gösterilmiş, en çok çalışılmış formlar; sistemik artış, tüm dokularda (cilt dahil) enerji metabolizması ve DNA onarımını destekleyebiliyor.Uzman derlemeler, genel “well-aging” ve cilt kalitesi için, maliyet/kanıt dengesi açısından şu an için en mantıklı sistemik seçeneklerin oral öncüller olduğunu ifade ediyor.KısıtlarKan NAD⁺ seviyesindeki artışın, spesifik olarak insan cildinde kırışıklık/lekede ne kadar fark yarattığı halen sınırlı klinik veriye dayanıyor; çoğu sonuç dolaylı (enerji, inflamasyon, genel yaşlanma belirteçleri) üzerinden geliyor.3. Hangisi “daha etkili” sayılabilir?Bilimsel tabloMevcut kanıtlar, oral NAD⁺ öncüllerinin (NR/NMN) NAD⁺ düzeyini artırma konusunda topikal saf NAD⁺’a göre daha iyi çalışıldığını ve biyoyararlanım verisinin daha güçlü olduğunu gösteriyor.Topikal tarafta ise, saf NAD⁺ yerine iyi formüle edilmiş niasinamid / NMN / NR ve güçlü taşıyıcı sistemler kullanan ürünlerin, bariyer ve fotoaging üzerinde umut verici ama hâlâ sınırlı kanıta sahip olduğu vurgulanıyor.Pratik yaklaşım (cilt odaklı)Güncel uzman görüşleri;“Tüm vücut” düzeyinde anti-aging / enerji / dolaylı cilt faydaları için oral NAD⁺ öncüllerini,Belirli yüz bölgesinde kırışıklık, bariyer ve ton eşitsizliği için niasinamid/NMN/NR içeren topikal formülleri,Ve bunları retinoid, C vitamini, güneş koruyucu gibi kanıtlı aktifle kombine etmeyi öneriyor.
Saç derisi ve “skinification” aktifleri nelerdir?
PeptitlerKeratin ve kolajen benzeri proteinlerin yapı taşları olan peptitler; saç telini içten güçlendirme, elastikiyeti artırma ve kırılmayı azaltma amacıyla serum ve maskelerde yoğun kullanılıyor.Probiyotik / prebiyotik komplekslerScalp microbiome’u dengeleyen probiyotik ve prebiyotik kompleksler; kepek, yağlanma ve hassasiyeti yönetirken saç dökülmesi bakımında da “scalp-first” yaklaşımın önemli parçası hâline geliyor.Antioksidanlar ve bitkisel ekstrelerKakadu eriği (yüksek C vitamini), yeşil çay, üzüm çekirdeği, aloe vera gibi antioksidan zengin ekstreler; UV ve kirlilik kaynaklı hasara karşı saç derisi ve saçı korumak için formüllere ekleniyor.
Saç için büyüme, dökülme ve yoğunluk aktifleri nelerdir?
Biberiye yağı (rosemary oil)TikTok ve klinik verilerde; 2% minoksidil ile benzer performans gösteren, anti‑inflamatuvar ve dolaşım artırıcı etkisiyle saç yoğunluğu ve uzamasını destekleyen ana doğal aktif olarak çok öne çıkıyor.Kabak çekirdeği yağı (pumpkin seed oil)5α‑redüktazı baskılayarak DHT’yi azaltan ve 24 haftada saç sayısında yaklaşık %40 artış gösteren klinik çalışmasıyla; 2025’te saç dökülmesi karşıtı yağlar arasında “yıldız” içerik.Çemen, hibiskus, moringa, karanfil, soğan ekstresiFenugreek (çemen), hibiskus, moringa, karanfil ve soğan ekstresi; hem ayurvedik hem modern formülasyonlarda saç uzamasını ve kalınlaşmayı destekleyen, TikTok ve uzman içeriklerde sık bahsedilen bitkisel aktifler.
Saç nem, parlaklık ve hasar onarımı için trend aktifler neleridr?
Fermente içerikler (pirinç, kombucha vb.)Fermente pirinç suyu ve kombucha türevleri; saç derisinde yatıştırıcı, antimikrobiyal etki ve sebum dengeleme; saç telinde ise parlaklık ve pürüzsüzlük için 2025’te özellikle öne çıkıyor.Mavi/yeşil alg (spirulina vb.) ve deniz polisakkaritleriAlg ekstreleri ve deniz kaynaklı polisakkaritler; hafif ama yoğun nem, yumuşaklık ve çevresel stresörlere karşı koruyucu film oluşturma özellikleriyle silikon yerine biyoteknolojik “doğal kondisyone edici” rolünde kullanılıyor.Hemiskualan ve bitkisel yağ kompleksleriHemisqualane; squalane’in daha hafif, saç için geliştirilmiş formu olarak; ince telli saçta dahi yağlandırmadan parlaklık ve yumuşaklık sağlıyor.Argan, avokado, hindistan cevizi, üzüm çekirdeği yağları ise protein kaybını azaltma ve sürtünme hasarını düşürme tarafında hâlâ temel yağ grubu.
